Rusya ve İran, Suriye Üzerinden Hâkimiyet Plânlıyor (Körfez üzerinden Mekke’ye saldırı kalkışması olacaktır.)
Rusya ve İran, Suriye
Üzerinden Hâkimiyet Plânlıyor
(Bölge
Gazetesi, 5 Şubat 2016, Cuma Günlü Yazım)
Türkiye, dâhili ve harici bedbahtların, silahlı, silahsız tüm
saldırıları ile kıskaca, dar çember içerisine hapsedilmeye çalışılıyor.
Türkiye her harekete karşı güçlü durdukça, sesin sınır
ötelerine kadar yansıması, dünyanın gözünün ve hesapların üzerine çevrilmesine
neden oluyor.
İşgalci Rusya, plânını uygulamaya başlarken, önce Güney
Kafkasya’da, sonra Ukrayna üzerinde, son hamlesini de Kırım üzerinde test
ederek, işgallerinin sessiz sedasız seyredilmesinden cesaretlendi.
Yoksa durup dururken, en yakın işbirliği ve ticari ortağı
Türkiye’ye karşı cephe açma cesaretini gösterebilir miydi? …
Türkiye’nin kıskaca alınarak, dış bedbahtlarca denetlenebilir
ve yönetilebilir olması birçok dünya devletinin işine gelmektedir. Bu nedenle
de “Terörle Mücadele” bahanesi
üzerinden Suriye -gayri resmi olarak - çok uluslu devletler Ortaklığı ile işgal
edilmektedir.
Türkiye’nin güneyinde gerçekleştirilen, iç terör ve özellikle
Suriye’nin Türkiye sınırında – adeta sıfır noktalarında – terörle mücadele adı altında, Türkiye’nin
çevrelenmeye çalışılması asla ve kat’a bir “Kürt
Kuşağı” oluşturma çalışması değildir.
Bu çalışmanın çok daha geniş bir perspektifi vardır. Ancak
şuan, özellikle Türkiye’nin bu plâna müdahil olmaması için, uzak tutulmasını
isteyen İran, kendisini ön planda tutmamak, Müslüman devletlerin tepkisini
çekmemek için Esad’la başlattığı kalkışmasını, Suriye ile beslemiş, Rusya ile
desteklemiş ve amacına doğru hızla ilerleme göstermektedir.
PKK ve
PYD gibi DAEŞ’te Piyondur
İran’ın, asıl hedeflerinden olan, körfeze müdahalesinin
önündeki en büyük engel, hiç kuşkusuz her geçen gün güçlenen ve dünya
kamuoyunda söz sahibi olan TÜRKİYE’dir.
Engellenmesi içi en kolay yol, PKK, PYD, YPG ve DAEŞ gibi
unsurlarla tehdit edilmesi, oyalanması, gerekirse içeride çatışmalara girdirilmesine
karar verilmiş ve uygulamaya da alınmıştır
Yeterki Türkiye bir şekilde hapsedilebilsin. Bu plânın bir
sonucu olarak kurulan kumpasla, Türkiye’nin Rus savaş uçağını vurması için
ortam sağlanmıştır. Ki, Türkiye’ye karşı Rusya daha da diklensin, öfkelensin,
gerekirse saldırabilsin! …
İran, yedeğine çektiği Rusya’nın da var olan emellerini
kullanarak, ikisi birden bölgede yayılmacı bir politika izlemeye
kalkışmışlardır.
Bu hareket sadece Suriye ile alakalı kalmayacaktır. İran’ın
asıl hedeflerinden biri olan, Basra Körfezine müdahale hesapları da
yapılmaktadır.
Sonraki ve en tehlikeli plân ise; Körfez üzerinden Mekke’ye saldırı kalkışması olacaktır.
Ham hayâl mi dediniz? … Hatırlayınız ki 20 Kasım 1979 günü Kâ’be’de
Sabah Namazı kılmaya gelenler, bir anda Silah sesleri duymaya başlamışlardı.
(Saldırının arkasındaki asıl müsebbipler halen muammadır!) …
Suudi güçleri her ne yaptılarsa başaramamışlardı. Sonra
Pakistan’dan askeri yardım istemişlerdi. Bundan sonuç alınamayınca, Mekke’ye
girmeleri Kesinlikle haram kılınmış olan Gayrimüslimlerden, Fransa’dan yardım
istenmişti. Fransa’dan getirtilen Antiterör timi ile sonuç alınabilmişti.
O gün Türkiye’den yardım istettirmeyenler, bu gün böyle bir
olası olay karşısında, Türkiye’den Güvenlik güçlerinin Kâ’be’nin korunmasında
görev almasını engelleyemeyeceklerini de hesaba alarak, çok geniş perspektifli
plânlar yapılmaktadır.
Adına mezhep savaşları, Terörle Mücadele aldatmacası denilse
de, asıl maksat özellikle İran (Pers) tanklarının Kâ’be'ye dayanmasını engelleyebilecek tek devletin, Türkiye’nin
önünü kesmek olduğu da akıllardan çıkartılmamalıdır!
İran, Suudi Arabistan’la durup dururken mi gerginlik
çıkartmaya yönelik hareketlere kalkışmaktadır. İki ülke (İran –Rusya) da
istiyor ki, Türkiye'nin etrafına kalın duvarlar örülsün,
yaşamasına yeteceğinden fazla, nefes alamaz hale getirilsin.
Dünya bölgenin mezhep savaşlarına mahkûm olduğuna inandırılabilsin ki, Suriye
üzerinden Basra Körfezi ve Suudi Arabistan (Mekke) açık hedef alınabilsin.
Bu gelişmeler karşısında duvarlarla çevrilmiş, nefessiz bırakılmış bir
Türkiye, bütün bu olup bitecekler karşısında çaresiz kalsın, Müslüman
devletlerin gözünde değersizleştirilsin. ….
Anlayana:
“Biz
dünyayı Rusya ile bölüştük. Roller belli. Herkes gereğini yapıyor. Dünyayı
böyle idare ediyoruz. Herkes de bu tiyatroyu seyrediyor!” Clinton'ın
Genelkurmay Başkanı
Yorumlar
Yorum Gönder