ABD’nin Derdi Ne Değil!
ABD’nin Derdi Ne Değil!
(Büyük Saat Gazetesi, 23 Ocak
2021, Cumartesi günlü yazım)
Öncelikle, ilk
kez yazdığım, Büyük Saat Gazetesi okurlarına merhâba!
Konuları,
gündem o kadar yoğun ki, neresinden, başlayıp, neyi yazacağınızı şaşırmak bizim
içinde bulunduğumuz coğrafyaya has bir durumdur. Bu nedenle de hangi konuyu
yazıya taşıyacağıma karar vermekte zorlanıyorum.
Gündem ABD
başkanlık seçimleri olduğu için, ABD’yi, dolayısıyla da dünyayı kadraja alıp
yazalım, İnşâallah!
Öncelikle şu anekdotla
giriş yapalım konuya:
Tarihler 24
Ağustos 2020’yi gösterirken, özetle, şöyle bir yazı yazmıştım; “Türkiye’yi ve IMF yemlemesi ile 170’in
üzerindeki ülkeyi DERİN ABD’ye bağlayacak garantisini kim verirse ankette(!) o
aday öne geçer.
İpi göğüsleme işini de, ABD Posta
İşletmeleri Genel Müdürlüğünün becerilerine havale ettirirler.
Seçimler KASIM’da, neticeleri ARALIK’ta
gelir…” demiştim.
Tabi bu yazıma,
birçok karşı tenkit, eleştiri almıştım. En enteresan eleştiri ise, “Sen kafayı
yemişsin geçmiş olsun!” çıkışı olmuştu.
Şimdi dönelim
konumuza!
Evet, kelli
felli sözler sarf ederek, kimse kimseyi kandırmaya kalkışmasın!
J. Donald Trump
özel bir hesap ve amaç için getirildiği Beyaz Saray’da, emredilenleri,
yapılması gerekenleri bazen ârzû, istek ve iştiyâkla yerine getirirken,
bazılarını da Tehdit unsurları kullanılarak yapmak zorunda bırakılmıştır.
Trump’a en
önemli icrââtlardan biri olarak, AB’den bazı ülkelerle, birlikte; Eset, İran,
PYD, DAEŞ, Hizbullah ve Irak Şiilerinin kumpasları ile desteklenen terör
hareketleri marifetleri de kullanılarak Rusya ile bir koalisyon kurdurulduğu
gerçeğini kimse başka mecralardaki hareketlerle perdelemeyle de kalkışmasın!
Rusya düşman
gibi gösterilip gerçekte dost edinilirken, aynı dönemde Çin Dosts gibi
gösterilip düşman saflarına öteleniyordu.
Yani iki
kutuplu dünyanın, geçmiş düşmanları ABD – Rusya yerine, ABD – Çin oturtuluyordu.
Büyük oranda da başarılan bu plân, Başkan Trump’un karşı koymaları ile
ötelenmiş, Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin TERÖRİST ve HAYDUT DEVLETLERİNnin plânları zamanında
devreye girdirilememiştir.
Bir hatırlatma
daha; işler bu minvâlde ilerlediği için, 3 Kasım 2020’de, “Bu gidişle ABD’de
darbe yapılacak ortam hazırlanıyor… Seçimleri kim kazanırsa kazansın şâibeli
seçim olacak… Yakan ABD yanmaya başlayacaktır!...” diye bir yazı paylaşmıştım.
Uyuz, Dilini Sarkıtan Köpekler
Yıllardır,
birçok yazımda, HEDEF TÜRKİYE ve dolayısıyla da İSLÂM’dır diye belirtiyorum.
Hatta “Türkiye, Türklere Bırakılamayacak kadar
değerlidir” sözünün derinliklerine inmemiz gerektiğine defaâtle dikkat
çekmeye çalıştım, çalışmaya da devam edeceğim, İnşâallah!
Dikkât
edilirse, Joe Biden’nin neden ABD Başkanlık koltuğuna oturtulduğu (büyük
ihtimâlle çok uzun sürmeyecektir) net olarak anlaşılmaktadır.
ABD Kongresi, Biden’in
resmen başkan olduğunu açıkladığı gün, Avusturya’da (hani Kahramanlaşan Türk
gençlerinin karşı koydukları) terör patlak veriyordu.
20 Ocak Yemin
Töreni olacağı sırada İspanya’da GAZ
SIKIŞMASI denilen patlama meydana geliyor, bir papaz ölüyordu. Sözde
Bakanlık koltuğuna oturacak Biden’sizin adamı, Türkiye için “SÖZDE MÜTTEFİK” diyor ve ne enteresân
ki, âkâbinde Irak’ta bombalı saldırılar baş gösteriyordu. Devamında da Türkiye’de
ve Türk Askerinin Kontrol ettiği Suriye topraklarında Terör saldırıları baş
gösteriyordu.
Bu millet,
Malazgirt’ten öncesinden başlayan, Çanakkale ile pekişen bir ferasetin,
birliğin gücün sahibi olduğunu her dem gösterdiğinden dolayıdır ki, kimse tek
başına mertçe, yiğitçe karşısına çıkamayıp, uyuz köpek numaralarıyla
saldırmaktadırlar.
Ermenistan’ın Azerbaycan’a,
Akdeniz ve Eğe Sularında, Fransa ve Almanya destekli Yunanistan’ın dilini
sarkıtmış uyuz köpek gibi saldırmalarının nedenine de bu açıdan bakılmalıdır…
Sûreten insan
olsalar da, fikren ve hissen insan olmadıkları malum olan (hayvan demekte -
hayvanların haklarını ihlâl – iltifat olacağından) “Belhûm Âdâl” lar özelde Türkiye’ye ve yöneticilerine, genelde
Müslümân milletlere karşı güç birliği oluşturmaktadırlar.
Donald Trump,
öldürülmezse, Beyaz Saray’a yeniden dönecek gözüküyor. Gelmesini istemeyenler
ise, Geçmiş yıllarda, Bill Clinton ile Monica hikâyelerinin yazıldığı, Beyaz
Saray’ın Yatak odasında olmasa da oval ofisinde yaşananları soruşturma, dava
konusu yapacaklardır.
Türkiye’nin
fırsatlar ülkesi olmaması, bağımlı, zayıf kalması için, dâhîlî ve hârîcî bedhâhları
ile içeriyi uğraştırarak, plânlarını devreye almaya çalıştıklarını unutmamak gerekir.
Viyana ve
Madrid’de patlamaların olduğu yerler KATOLİKLER’e ait bölgeler. Bu da demektir
ki, Katoliklere karşı saldırı olduğunu unutmamak gerek.
Joe Biden’de
KATOLİK!
O halde
savaşın, saldırının derinliklerini anlayın ve ABD’nin resmen bölünmeye
başladığı gerçeğini kâbûl edin.
Bu satırları
yazarken Rusya karıştırılıyor ve Putin’i protesto eden kalabalıklar Kramlin
Sarayı’nın etrafında toplanıyorlardı.
DİKKÂT!
Siyonizmin Bayraktârlığına ÇİN
hazırlatılırken,
Türkiye’nin de İSLÂM’ın Bayraktârı
olmasının önüne engeller çıkartılmaktadır…
Anlayana:
“Bî şâibe
insan arayan dünyada
Mâtlûbûna
ancak kavuşur rûyâda”
(Ferit Kam)
Düşündüren söz;
“Artık stratejik olarak askeri gücümüzü kullanmıyoruz. Ancak,
pek çok ülkede olaylara anında müdahale edecek ÖZEL KUVVETLERİMİZ var. …” (ABD dışişleri
Bakanı iken) Hillary Clinton
Yorumlar
Yorum Gönder