G7’den Kraliçe’ye, NATO’dan Cenevre Buluşmasının anlattıkları, DOST OLMAYAN ÜLKELER, ABD, Avrupa’yı Rusya Üzerinden Denetliyor
G7’den Kraliçe’ye, NATO’dan
Cenevre Buluşmasının anlattıkları
Haziran
Ayı’nın 2. Haftasının ortasında başlayıp, 3. Haftasının sonlarına kadar süren
ve dünya gündemini belirleyen toplantılardan çıkan sonuçlar geleceği
şekillendirecek, birliktelik ve ayrılıklarını yol haritasını belirleyecek gündem
maddelerini kapsamaktaydı.
Dalever’den
getirtilip ABD’nin kaptan koltuğuna oturtulan Biden, G7 zirvesi için toplanılacak
olan İngiltere’ye hareketi ile başlatılmış olan dünya gündeminin, AÇIKLANMAYAN,
her zerresinde TÜRKİYE MADDESİ olduğu gözden kaçırılırsa, yapılan görüşmelerin,
toplantıların, ikili diyalogların içeriğini anlamak ve okumak imkânsızlaşacak,
görünenlerle, aktarılanlarla yetinmeye çalışılacaktır.
G7 zirvesine katılımlar ve gündemi:
Dünya
liderlerinin, 11 Haziran 2021 günü, G7 Başkanlığını elinde bulunduran İngiltere’nin
Güneybatısındaki Cornwall’deki ve 3 gün boyunca süren Zirve burada toplandı.
ABD’nin kaptanlık koltuğuna getirtilen Joe Biden, Almanya Şansölyesi Angela
Merkel, Avrupa Birliği adına Charles Michel, Birleşik Krallık adına Boris
Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da bulunuyor, İtalya
Başbakanlığına getirtilen Mario Draghi, Japonya Başbakanı Yoshihide Suga,
Kanada Başbakanı Justin Trudeau yer aldılar.
G7 ne demek?
Dünyanın
en gelişmiş YEDİ ekonomisinin, ABD,
Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve Kanada, oluşturduğu ülkeler
kastediliyor ki, külliyen yalan söylüyorlar.
Neden
mi?
Zenginlik,
ülkelerin, Gayri Safi Yurtiçi Hasılası, İhracat gelirleri,, ülkenin ürettiği ve
tükettiği mal ve hizmetlerin değerleri ile ölçülür.
Bu
değerlere göre, ABD, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve Kanada’nın
çok çok ötesinde zengin olan ülkeler; Makao, Lüksemburg, Singapur, Katar,
İrlanda, Cayman Adaları, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri, Norveç olarak
sıralanmaktadır ki, ABD 10. Sırada yer almaktadır.
Bir
örnekleme ile anlaşılması için rakamsal verilere bakalım: Makao’un, 2021 yılı
verilerine göre, GSYİH kişi başına 129.103 ABD Doları ile dünyanın en büyük
ekonomisine sahiop iken ABD 65.281 Dolar’da kalıyor.
Yine, Evrensel
insani gelişme endeksinde ilk sırada yer alan Norveç, Kişi Başı GSYİH 66.832
ABD doları ile Dünya ekonomisi büyüklüğünde 7. Sırada yer alıyor.
Ancak
bu ülkelerin hiç biri G7’de yer almıyor. Sadece Rusya’nın 1998’de üye
alınmasıyla G8 olan bu teşkilat, 2014 Yılında Kırım’ı ilhak ettiği bahanesi ile
Rusya yeniden oluşum dışına çıkartıldı.
İngiltere’nin,
Fransa’nın, ABD’nin işgal ettiği ülkeler yok mu, onlar niye teşekkülün dışına
gönderilmiyor?
Yine
Çin, Dünyanın en büyük nüfusu ve ekonomisine sahip olmasına rağmen, neden bu
örgüte hiçbir zaman üye yapılmadı? Demek ki, G7 Dünyanın 7 gelişmiş ülkesinin
ekonomisini temsil ediyor lafı safsata ve aldatmacadan ibarettir.
G7,
Siyonun Ehl-î Sâlîp’inin TERÖRİST ve HAYDUT DEVLETLER topluluğundan müteşekkil
bir oluşumdur dersek yanılmış olmayız.
Mesele
Ekonomi değil, Siyonun İmparatorluğuna sahip olabilmek!
G7’de Neler Oluyor?
Dünyanın
ekonomik açıdan en gelişmiş ülkeleri sıralamasına 10. Sıradan giren ABD, 19.
Sıradan Almanya, 25. Sıradan Kanada, 27. Sıradaki Fransa, 29. Sıradan Birleşik
Krallık, 31. Sıradaki G7 ülkelerinin listesinde olmamasına rağmen yer alan
Avrupa Birliği, 33. Sırada İtalya ve 35. Sıradan gelen Japonya, nasıl dünya
ekonomik zirvesinin patronları olabiliyorlar? DÜŞÜNDÜRÜCÜ!!!
Hangi Yetkiyle?
Bu
ülkelerin G7’de buluşan yetkilileri, hiçbir yasa çıkartma yetkileri de
olmamasına rağmen, küresel konular hakkında ortak açıklamalar yayımlamaya,
vergilerin yükseltilmesine kararlar alabiliyorlar.
İşin
gerçeği ve rengi, kendi Siyonizm yapılarının imparatorluğunu kurabilmek ve
koruyabilmek adına, ülkelerinin arasında barışı, işbirliğini, özellikle de
Müslümân coğrafya da ve kendileri ile güdümlü çalışmayan topraklarda, AIDS,
SITMA, KOLERA, SARS, KUŞ ve DOMUZ GRİBİ, şimdilerde de CORONA, COVİD-19 algı ve
manipülasyonlarıyla besledikleri İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ üzerinden KONTROLLERİNDE
TOPLUM oluşturmaktır.
Yasa
çıkartma yetkileri olmayan bu kendine çalışan G7 zirvesindekiler, dışarıda
kalan ülkelerin, küresel kararlar diyerek, almış oldukları kararlara uymalarını
dayattırıyorlar.
Dünyanın
en büyük iki ülkesi olan Çin ve Hindistan neden G7’de yok denilmemesi için
önceden oluşturdukları, “ÇAĞIN GEREKSİNİMLERİNİ KARŞILAMAYAN ÜLKELER GRUBU”
diyerek ötekileştirilmesi üzerine oluşturdukları dezenformasyon ile toplumları
kontrolleri altına almayı başardıklarının da ayrı bir delilini teşkil
etmektedir.
G7
ülkelerine bakıldığında, kendi ülkelerinin birçok gereksinimlerini “Çağın Gereksinimlerini Karşılamayan
Ülkeler Grubu” diye ötekileştirdikleri Çin ve Hindistan’dan
karşıladıklarını da perdelemeye kalkışmaktadırlar. ….
G7 Sonrası Kraliçe Elizabeth- Joe Biden
Görüşmesi
G7
zirvesi bahanesi üzerinden Kukla olarak kullanılan Biden ile Kraliçe
Elizabeth’in yüz yüze ikili görüşmesi, Kraliçenin kaldığı Windsdor Kalesi’nde
gerçekleştirildi.
Bu
görüşmenin akabinde Biden’sizin yaptığı açıklamada, Biden’siz kukla olduğunu da
ispatlarcasına, kraliçenin kendisine “annesini hatırlattığını” söyledikten
sonra, Kraliçe'nin kendisine Çin lideri Şi Cinping ve Rus lider Vladimir Putin
ile alakalı sorular yönelttiğini açıklamıştır.
Kraliçe,
Biden’size, neden sadece bu iki ülke Lideriyle alakalı soru sormuş olsun ki?
Kaldı ki, bu liderler G7’nin konukları dahi değillerdi?
G7’nin
ve dahi Kraliçe ile Biden’sizin görüşmelerinin gizli gündemin maddelerinin
kapısını bu kısa cümlelerde araladığını görmek için müneccim olmaya gerek yok.
Hedef
Türkiye idi. Dolayısıyla da yol birlikteliği yaptığı Çin ve stratejik
işbirlikleri yaptığı Rusya liderleri masanın tek gündem maddeleri idi. ….
Kraliçe’ye,
Türkiye ve de dolaylı olarak Çin ile yol yürümekten uzak durun, yoksa aranıza
saldığımız Rusya ile birlikte İngiltere, Türkiye ve Çin bloğu olarak size savaş
ilan edeceğiz demek istemişlerdir.
NATO Zirvesi
Önce G7
Toplantısı, sonra Kraliçe Elizabeth – Biden görüşmesi, Akabinde NATO Zirvesi
ile devam etti tarihler 14 Haziran 2021’i gösterdiğinde.
NATO
Zirvesi öncesinde, özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan görüşme talep ettiğinde,
NATO olarak kafalarının içinde ve masaladaki asıl gizli gündemi deşifre etmiş
oldu.
Macron, Başkan Erdoğan’dan ne istedi:
Macron,
araya meze olarak, Türkiye’de, “Uyuşturucu
ticareti ve ithalatı suçundan” 16 yıla mâhkûm, tutuklu vatandaşlarının
Fransa’ya gönderilmesini servis ederek, “Suriye
ile Libya’da birlikte çalışalım” dedi ve bununla da, NATO zirvesinin
gündeminin Türkiye, Akdeniz ve sömürge gördükleri ülkeler olduğunu da deşifre
etmiş oldular.
NATO Genel
Sekreter Jens Stoltenberg zirve sonrası yaptığı uzun açıklamasında özetle, Türkiye, Türkiye, Türkiye diyordu…
Afganistan'daki
uluslararası Kabil Havalimanı'nın kontrolünün ve güvenliğinin NATO'da kalmaya
devam edeceğini söylerken Türkiye’yi kast ediyor ve amaçlarının NATO üzerinden
Türkiye’yi bağlantılı kontrol altına almak istediklerini ifade ediyordu, satır
aralarında.
Aba altından da Türkiye’yi, Afganistan'daki uluslararası Kabil
Havalimanı'nın kontrolünün nasıl yapılacağı konusunda henüz net bir karar
alınmadığına vurgu yaparak, sopa gösterme taktiği ile tehdit etmeye kalkışıyordu.
Anlamadığı ise, eski Türkiye’nin yerinde
yeller estiğini halen göremiyor ve idrak edemiyor olmalarıydı.
Satır
arasında da, Afgan özel kuvvetlerine ülke dışında, “KATAR” da eğitimler verilmek
istendiğini neden söyleme ihtiyacı duydu dersiniz? Veya neden KATAR?
Stoltenberg,
30 NATO ülkesinin 8 konuda oybirliği ile ALINAN KARARLARI SIRALARKEN;
Tehlike
1- “İklim değişikliğine karşı askeri operasyonlar ve NATO aktivitelerinde daha
az emisyon salınımının sağlanması. Askeri olanaklar kullanılarak emisyonların
daha sık ölçümlerinin yapılması.”
Tehlike
2- “Uzak bölgelerde daha güçlü ortaklıklar kurulması. Asya Pasifik, Afrika ve
Latin Amerika'daki ülkelerle yakınlaşma girişimleri.”
Çelişki
1- Stoltenberg’e yöneltilen, “Rusya, Ukrayna'nın NATO üyesi olmasına müsaade
eder mi?” minvalli sorusuna verdiği cevaptaki büyük çelişki. Stoltenberg, “ulusların
kendi geleceklerine ve hangi ittifaklar içerisinde yer alacaklarına
kendilerinin karar vereceğini ve bu konuda Rusya'nın söz hakkı bulunmadığını”
açıklamasında yer alıyordu.
Çelişki
2- Madem öyle, Uluslar kendileri hangi ittifak içinde yer alacaklarına karar
veriyor derken, Ukrayna ve Gürcistan gibi ülkelere NATO'nun kapısının sonuna
kadar açık olduğunu söylemekle kalmıyor, “Biz zaten onlara olan desteğimizi
belirtiyoruz ve pek çok alanda bu desteği de gösteriyoruz” diyor. Ancak aksi
yönde Rusya’nın NATO’ya üyeliği söz konusu olsa, bu açıklama ve mangalda kül
bırakmayan güven dolu açıklamalarının hiçbir hükmü kalmayacağı açık ve nettir!.
…
NATO
zirvesi sonrasında, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın basın açıklaması yaptığı
salonda, “Buradan can, kardeş ülke Azerbaycan’a gideceğiz, Orada Suşa’yı
ziyaret edecek ve 2 gün misafir olacağız” dedi. Anlayana!
Azerbaycan
Meclisi’nde yaptığı konuşmada, Başkan Erdoğan, “Bugün bütün imkânlarımızla,
Azerbaycan’ın yanındayız. Bütün dünya
bilsin ki yarında yanında yer alacağız” mesajını muhataplarına çok açık ve
net olarak vermiştir. ANLAYAN
ANLAMIŞTIR! …
Cenevre’de Putin Biden Görüşmesi
G7,
Kraliçe Elizabeth ile kukla ve Siyonist Şoo Biden’siz görüşmesi, NATO zirvesi,
Başkan Erdoğan’ın Azerbaycan Milli Meclisi’nden Dünyaya verdiği mesaj.
Son
olarak 16 Haziran’da, Cenevre’de, özel ve anlamlı bir yere sahip olan, içinde
12 Bin Ciltlik, Türkçe’den Farsça’ya, Macarca’dan, Çince’ye kadar değişik
dillerde yazılı bulunan kitaplık/kütüphanede, Villa La Grange’de 16 Haziran
2021 günü, Vladimir Putin ile Kukla Joe Biden görüşmesi gerçekleştirildi.
Biden,
Putin için “KATİL” demiş, Putin’de,
ABD’yi “DOST OLMAYAN ÜLKELER”
statüsünde gördüğünü beyan etmişlerdi.
Şimdi
kim kimden ne istiyordu ve niçin iki ülke içinde anlamı yüksek olan Villa La
Grange’de bir araya geliyorlardı?
Şoo
Biden’siz, Putin ile verdiği fotoğraf karesinde, dünya kamuoyuna, “Patron benim. Ben ne dersem o olur” hal
mesajını veriyordu.
Bu
görüşmenin en temel amacı, Rusya ile ABD’nin farklı ülkelerde bulunmaları,
aralarında bulunan kripto işbirliği ortaklığının dikkat edilmesi gereken kırmızı çizgileri yeniden belirlemek ve
ortak karar almaktan öte bir şey olmayabilir.
İki
ülke, dünya kamuoyunun tribünlerine düşman gibi görüntü sergileseler de, zaman zaman gerginlik oluşturulan ortamlarda,
yumuşama adı altında, iletişim ve diyaloğ görüşmeleri gerçekleştirerek,
gerçekte uygulayacakları politikalarını, işbirliği ve Güçbirliği yapacakları
alanları pekiştiriyorlar ki, ileride öngörülemez bir durum ile karşılaşmanın
önünü almaktadırlar.
ABD, Avrupa’yı Rusya Üzerinden Denetliyor
ABD,
özellikle 11 Eylül 2001 DTM kamikaze saldırısından itibaren, kendisi Asya,
Afrika ve Pasifik’e uzanırken, Rusya’yı da, Avrupa Birliğini kontrol etmesi
için görevlendirmiştir.
Kimse
şuna aldanmasın! Özellikle son zamanlarda, Rusya Devlet Başkanı’nın “Batı’yı düşman görme” söylemlerini öne
çıkartıyor olması!
Öyle olmamış
olsaydı, Rusya her zora düştüğünde, ABD’nin istek ve talepleri ile Petrol
fiyatları üzerinden Rusya’ya ekonomik destek sağlanabilir mi?
Bakmayın
siz, Kukla Siyonist Biden’sizin, Avrupa’dan Rusya’ya karşı yaptığı, Zararlı
eylemlerine karşı güçlü yanıt veririz” tehdidi!
Sonuç Açıklamalarına Bakınız!
Vladimir
Putin: Görüşme yapıcı bir havada geçti. …
Siyonist,
Joe Biden, “Benim ajandamın Rusya'ya ya da başka bir ülkeye karşı olmadığını,
bunun Amerikan halkı için olduğunu söyledim. Putin ile yeni ve karmaşık
silahların yayılmasını önlemek için bir stratejik istikrar diyalog mekanizması
kurma konusunda mutabık kaldık” demesi ne anlatıyor?
Diyorlar
ki; BİZ AYRILAMAYIZ! …
Anlamlı Söz:
“Düşmanlarımıza minnet duymalıyız çünkü onları yenme gayreti
olmasa şu an bulunduğumuz yerde olamazdık.”
(Mustafa Baygın Büyük Saat Gazetesi için, 19 Haziran 2021 günlü yazım)
Yorumlar
Yorum Gönder