Altılı Masa’nın MÛTÂBÂKÂT METNİ , "11 Ây'dır ne yapıyorsunuz" sorularını geçiştirmek için
Altılı Masa’nın MÛTÂBÂKÂT METNİ
Altılı Masa olarak kendilerini tanıtmış ve kamuoyunda bu adla
bilinirliklerini arttırmış olan Millet İttifakı'nın, “Ortak Politikalar Mûtâbâkât Metni” altı liderin de katılımıyla,
basın önün de kamuoyu ile paylaşıldı.
Öncelikle, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın gölgesinde
gölgelenmiş, kendinden menkûllerin çoğunlukta olduğu Ak Parti’ye, benden Oy Moy Yok.
Mûtâbâkât Metni, 9
ana başlıkta sunulurken bir çok yeni düzenleme içerdiği bilgisine yer
verilmektedir.
Söz konusu yenilik diye sunulanların birçoğu Mevcût durumda
fââliyettedir.
Mûtâbâkât Metni’nden Başlıklar
ve Yorumlarımız
*Milletlerarası sözleşmelerden geri çekilme
yetkisinin Meclis'e ait olduğunu anayasal güvence altına alacağız.* demişler,
Hâlbûki
bu yetki mevcûtta zâten TBMM'dedir...
Milletlerarası bir anlaşmada,
TBMM'nin onayına bağlı bir Uluslararası sözleşmenin kaldırılması da, yine
TBMM'nin tasarrufu ile mümkün olabilmektedir.
*Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını
yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz.* demekle,
Yerel
yönetimlerde istenilen ûsûlsüzlük, bölücülük, terör destekçiliği yapmakta özgür
olduklarını mı söylüyorlar?
*Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nı Kadın,
Aile ve Çocuk Bakanlığı olarak yapılandıracağız.* diyorlar.
Amma
velâkîn öbür taraftan, ortakların biri, “İstanbul
Sözleşmesi ve ikiz yasalar bu ülkede uygulanamaz, cinsiyetsizlik kâbûl
edilemez, LGBT'ye âlân açılamaz” derken, bir diğerleri (HDP, CHP, İP) İstanbul
Sözleşmesi hâyâta geçirilecek ve LGBT'lilere özel konum verilecektir diyorlar.
*Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı'nı İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı şeklinde yapılandıracağız.* denilmektedir.
Diğer
taraftan da, bakanlıkları böleceklerini açıklıyorlar, hangi söylemleri doğru?
*Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı
kuracağız.* diyerek
Bir
önceki açıklamaları ile kendi kendilerini TEKZÎP ediyorlar. Kaldı ki, AFAD bu
işi başarıyla yürütmektedir...
*Strateji ve Planlama Teşkilatı kuracağız.* derken
Kendi
kendilerini aynı metin içinde (GİRİŞ KISMINDA), ‘Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki
ofisleri ve kurulları lağvedeceğiz’ diyerek, yaptıkları veya hazırladıkları
MÛTÂBÂKÂT metninde ne yazdıklarından, kendilerinin bile bî hâber olduklarını
ortaya koyuyorlar.
*Bilişim ve Yenilikçilik Bakanlığı kuracağız.* denilmektedir.
Mevcût
Cumhurbaşkanlığı sisteminde, “Bilişim
Sistemleri Daire Başkanlığı” olarak fââl hâlde ve çalışmaktadır...
Bakanlıklar
azaltılacak, birleştirilecek, yapılandırılacak derken, çoğaltılmaya
çalışılarak, Masada yer alan her parti için yeni BAKANLIKLAR mı oluşturulmaya
çalışılmaktadır?
*Strateji ve Planlama Teşkilatı kuracağız.* derken,
“Strateji
ve Bütçe Başkanlığı” adı altında böyle bir teşkilâtın var olduğunu ve
çalıştığını bilmiyorlarsa, bunlar Devlet'i nasıl idâre edebileceklerini
ZÂNNEDİYORLAR?
*Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasası
Düzenleme Kurulu'nu*
kuracağız. Derken;
Mevcûtta
Tarım Bakanlığı bünyesinde, "TÜTÜN ve ALKOL DAİRESİ
BAŞKANLIĞI" zâten var ve işlevseldir...
Ayrıca, MÛTÂBÂKÂT metninde imzası olan kişi (ÖZTRAK)
biliyor olmalıdır. "Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, IMF ile
1999 yılında gerçekleştirilen destekleme düzenlemesi anlaşması çerçevesinde. Tütün üretimine
yönelik destekleme mekanizmasına son verilmesine ve TEKEL'in özelleştirilip bu
sektöre ilişkin yetkilerin bir kurula devredilmesine karar verilmesi üzerine.
09.01.2002 tarihli ve 24635 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 4733 sayılı, "TÜTÜN ve ALKOL PİYASASI DÜZENLEME
KURUMU TEŞKİLAT ve GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN" ile söz konusu bu Kanun
ve diğer Kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak
üzere. Kamu tüzel kişiliğini haiz, idârî ve mâlî özerkliğe sahip bir kurum
olarak kurulduğunu. Bağımsız idârî otorite niteliğindeki Kurum, Tarım ve
Orman Bakanlığı ile ilişkilendirildiğini unutmuş olabilir mi? Durum böyle
ise, bunların yönetimindeki MİLLET'in vay hâline...
*Türkiye Şeker Kurumu'nu kuracağız.* diyorlar da,
Ân
itibâriyle, “Şeker Dairesi Başkanlığı”
olduğunu bilmeyecek kadar bilgi yoksunu iseler, DEVLET kurumlarının işleyişinde,n
KÜLLÎYEN BÎ HÂBER olduklarını ortaya koyuyorlardır.
*Ortalama büyüme hızının yüzde 5'in üzerinde
gerçekleşmesini sağlayacağız.* demişler ya;
Hani, Strateji
ve Planlama Teşkilatı kuracağız. dedikleri ve mevcûtta "STRATEJİ VE BÜTÇE BAŞKANLIĞI" olarak hizmet veren
başkanlığa sorsaydılar, Türkiye'nin yıllara sârî büyüme oranlarını, sağlıklı
olarak alabilirlerdi. (Her ne kadar masada bir Eski başbakan, ekonomi sorumlusu
olan Eski bakanın vereceği bilgiler size güvenli gelmemiş olsa da.)
*Haksız gelir ve servet transferi ile rant
devşirmeye dayalı politikalara son verecek, gelirin bireyler, haneler ve
bölgeler arasında adil ve dengeli dağılımını sağlayacağız.* denilmektedir.
Bunları
gerçekleştirmek için, Öncelikle Borsa İstanbul başta olmak üzere, iç ve dış
sermaye Yatırımlarını, Ülkenin kalkınmasına yönelik projeleri durdurarak,
aslında FAİZ LOBİSİNE destek sağlanmış olacaktır. Dolayısıyla da, ülkenin
yüksek faizle BORÇ ALMASINI sağlamış olacaklardır.
*Kaynakları “Kanal İstanbul”
gibi rant projeleri için değil Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu
Projesi (DAP), Konya Ovası Projesi (KOP) ve Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP)
kapsamındakiler başta olmak üzere tarımsal sulama projelerinde kullanacağız.*
diyorlar.
Kanal İstanbul, Türkiye için Bağımsızlık simgesi, Deniz ve
İstanbul, dolayısıyla da Türkiye’nin güvenlik kapısı ve kazanç kapısı olacaktır.
Zâmânın Başbakanı Davutoğlu ile yine Zâmânın Bakanı Babacan, Kanal İstanbul
için övgüler dizerken, sâf değişiminde fikirlerinin de değiştirdiklerine göre,
6’lı masada istediğini alamayınca aynı durumda da karşı safta yer alıp, yıkıcı
muhâlefete kalkışmayacaklar mıdır?
*Çalışanlar üzerindeki vergi
ve sigorta prim yükünü indireceğiz.* denirken;
Mevcût hâl içinde, TBMM tarafından kabul edilen ve
25.12.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7349 sayılı Gelir Vergisi Kanunu
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununda yer alan ücret ödemelerinin vergilendirilmesinde çok önemli bir
düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemeye göre, 1.1.2022 tarihinden itibaren,
işverenler tarafından çalışanlara yapılacak ücret ödemelerine uygulanmak üzere,
hizmet erbâbının, ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin, aylık
brüt tutarından işçi SGK primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra
kalan tutarına isâbet eden ücretleri gelir vergisinden istisna edilmiştir.
Yani sadece
asgari ücret tutarı gelir vergisi ve damga vergisinden istisnâ edilmemiş, tüm
çalışanlara bu istisnânın uygulanması sağlanmıştır, dolayısıyla da, MÛTÂBÂKÂT metninde vâ’âd ettikleri şey, 1.1.2022 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.
*Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Diplomasi
Akademisi kuracağız.*
derken,
Bunu
metne yazarken, masanın diğer ortaklarını ile Ali Babacan'ı da vâzgeçtim, Ahmet
Davutoğlu görmemiş, okumamış mıdır?
Ben de size
derim ki, bilmiyorsanız öğrenin de gelin:
"DİPLOMASİ AKADEMİSİ", 22 Ocak 1968 tarihinde
Dışişleri Akademisi adıyla kurulmuş. 24 Haziran 1994 tarih ve 4009 sayılı
“Dışişleri Bakanlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” ile “Dışişleri
Eğitim Merkezi” adını almış, 2010 yılında 6004 sayılı “Dışişleri Bakanlığı’nın
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” ile bugünkü ismi olan "DIŞİŞLERİ
BAKANLIĞI DİPLOMASİ AKADEMİSİ BAŞKANLIĞI" haline dönüştürülmüştür. Ayrıca
bu şekliyle görev alanı da genişletilmiş ve Bakanlığın yardımcı hizmet
birimlerinden birisi olarak yeniden yapılandırılmıştır. Tarihi 1968’e dayanan Diplomasi Akademisi, Son
Cumhurbaşkanlığı Seçiminden sonra, 10 Temmuz 2018 tarihli 3 Sayılı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile de bu yapılanma korunmuştur.
Daha
fazla, sözde, MÛTÂBÂKÂT METNİNİ irdelemeye gerek kalmadığına kânî oldum.
Son
olarak;
*Sigortalının çalıştığı süre arttıkça aylık
bağlama oranın
(ABO) da arttığı bir sisteme geçecek,
daha uzun süre çalışanın daha fazla emekli aylığı almasını sağlayacağız.*
deniliyor,
Ki, bu âslâ
doğru değildir. Çünkü ‘EYT ile uğraşacağınıza, ABO'nun 2008 öncesine
döndürülmesini sağlamak için uğraşın’ diye, defâ'etle çağrı yapmış birisi
olarak, bunu YAPAMAYACAKLARINI HERKESTEN ÇOK Bay Kılıçdaroğlu da çok iyi
bilmektedirler. Sâmîmi olsaydılar, en iyi mûhâlefet konusu yapabilecekleri ve
kamuoyunu arkalarına alabilecekleri, ABO'nun düzeltilmesi için TBMM'de,
sokakta, hemen her yerde politika üretebilirlerdi, ÜRETMEDİLER, yetmedi, BİR
KEZ OLSUN GÜNDEME DAHİ GETİRMEDİLER.
Bu
tespitlerden sonra, söz konusu ORTAK
MÛTÂBÂKÂT METNİNİ, okumaya, İrdelemeye gerek kalmamıştır.
Çünkü
tamâmen, CEK - CAK yüklü ifâdeler, VAR OLAN ve çalışan KURUMLARIN yokmuş gibi
gösterilerek, bazılarının âdlarına eklemeler yaparak, yeni KURULACAK, OLUŞTURULACAK, İHDÂS EDİLECEKMİŞ gibi TOPLUMU, algı ve
manipülasyonlarla oyalamaya çalışmaktan ibâret, çelişkiler yumağı durumunda bir
metin olduğu ortadadır...
Bu bir MÛTÂBÂKÂT METNİNDEN ziyâde, kamuoyunun,
"11 Ây'dır ne yapıyorsunuz"
sorularını geçiştirmek için oluşturulmuş, düşünce metninden öteye geçemez...
Bu
düşüncelerle bezeli olan bir metne imzâ atanların ülkeyi yönetmesine izin
verilmeyeceği GÜN GİBİ ÂŞÎKÂRDIR.
Böyle bir
Oluşuma, benden, Oy Moy Yok.
(adanagundemi.com için 30 Ocak 2023 Günlü Yazım)
Yorumlar
Yorum Gönder