Para Politikalarının Hedefi; Ekonomik Sıkıyönetim
Para Politikalarının Hedefi; Ekonomik Sıkıyönetim
23 Kasım 2023
Ayrıca,
yapılan açıklamalar, yurt dışı görüşmeler, fon akışı sağlama çabaları gösteriyor
ki, Tabelaya Skor Yazdırmak.
Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası, 23 Kasım’da açıkladığı Faiz artırımı ile neredeyse, “Üretimi Durdur, Faize Yönel” demeye
getirmiş oldu.
Faizde
artırım 250 baz olarak beklenirken, Merkez Bankası Başkanı sürpriz yaptı ve 500
baz puan artışa giderek, faiz oranının yüzde 40’a çıkartmış oldu.
“Faiz Sebep Enflasyon Sonuç”
Başkan
Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun dönem, “Faiz
Sebep Enflasyon Sonuç” sözü hükmünü yitirmiş oldu.
ABD’nin,
Türkiye’ye gizli ve dolaylı ambargoları ile uyguladığı ekonomik savaş, Son
Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde kendini göstermiş ve Merkez Bankası Başkanı ile Hazine
ve Maliye Bakanı ABD’nin gönlünü hoş edecek atamalar ile adeta teyit edilmiştir.
Hazine
ve Maliye Bakanı, ülke ülke dolaşarak, dış kaynaklı sermayeler, yatırımlar, fon satışları için kapıları aşındırmaya
çalışırken, diğer taraftan peş peşe faiz artışları da periyodik olarak artış
göstermiş ve ülkenin rezervlerini yükseltecek girişimler desteklenmeye
çalışılmıştır.
Günümüzde 24 Ocak 1980’i hatırlatan durum
Toplumun
24 Ocak kararları olarak bildiği, ekonomik olarak yaşanan istikrarsızlığı
gidermeye matuf alınan sert ekonomik kararların, günümüzde, benzerlerine mi
ihtiyaç duyulmaktadır?
24
Ocak kararları, ithal büyümeye dayalı bir stratejinin sonucunda doğmuş, iktisaden
rekabet gücünü arttırmaya yönelik kararlardı.
O gün
24 Ocak kararları birçok insanın canını çok fena yakmış, iflaslara de neden
olmuştur.
Faizin yüzde 40 olması
Bugün
gelinene noktada, özellikle orta ve küçük ölçekli esnafı zor duruma girdirmeye
sebebiyet vereceğinden, faize yatan paralar, ekonomiden çekilecek, arz – talep dengesi
bozulacak, arzın çokluğu ama talebin olmayışı haklı olarak piyasada fiyatların
aşağı yönlü eğimi ile otomatikman ENFLASYON DÜŞÜYOR algısı oluşturacaktır.
Düşme algısı
diyorum. Çünkü faizler ile daralacak üretim, dengesiz tüketim ile ters orantılı
olacağından, ilerleyen zamanlarda, fiyatların, neredeyse, üretimin
azalacağından dolayı, karaborsacılık düzeninin yollarını açmaya
başlayabilecektir.
Kamu Harcamalarındaki İstikrarsızlık
Kamu
gelirleri ile harcamalarının dengesinin bozulması, dolayısıyla da ekonomide
karmaşık bir sürece girilmesine neden olmuştur.
İşgücü
ödemeleri 2022 yılında, bir önceki yıla göre Yüzde 82,7, yine 2022 yılı üçüncü
çeyreğinde bir önceki yıla göre Yüzde 103,9 artış gösterdiği dikkate alındığında,
kamu harcamalarındaki yük, ekonomide daralmaya neden olmuştur. Tâbiki, 6 Şubat
2023, Asrın Felâketi dediğimiz Kahramanmaraş Merkezli, 11 ili kapsayan yıkıcı
deprem, akabinde Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekilliği
Seçimleri bu dengesizliği daha da artırmış, sıkıntıyı yükseltmiştir.
Dolayısıyla
da, kamu harcamalarını dengeleme, istikrarı tekrar sağlamak için, gelir
arttırıcı önlemlere başvurmanın ilk maddesi olarak FAİZ ARTIRIMI devreye
alınmıştır.
Faiz yüksek
olursa, dış kaynaklı fon akışı sağlanabilir, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
rezervleri görünür olarak yükselecekti.
SKOR DEĞİŞİYOR
Merkez
Bankası Faiz artırım kararları ile “SICAK
PARA” girdisinin artış göstermesi için de, istisnalar, dolaylı teşvikler de
unutulmamaktadır. Görünene o ki, yayınlanan veya açıklanan kamu harcama finansmanındaki
dengesizliği gidermeye matuf çalışmalar, bazı rantlara da neden olmaya kapı
aralayabilecektir.
İleriki
dönemlerde, dış ödemeler dengesinin bozulmayacağı garantisini verebilecek
sistem kurulmadığı müddetçe, kamu bütçesindeki açık çok daha büyük problemleri
beraberinde getirecektir.
Üretim Düşerse İthalat Artar
Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası’nın açıkladığı son faiz artırımı, üretim yerine, YAN GEL YAT Sistemini Teşvik Edecektir.
Gayrimenkul
almak isteyen biri, o parayı faize yatırarak, alacağı faizin 3’te biri ile lüks
sayılabilecek yerde kirada oturarak kalan gelirin 3’te ikisi ile de rahat rahat
geçimini fazlası sağlayacaktır.
Araç
almak isteyen biri, araç alımı yapmak yerine, parasını faize yatırarak aldığı
faizin en fazla yarısı ile istediği aracı kiralar, geri kalan faizini de çıtır
çıtır yer.
Görünürde Çok Karlı Bir İş Öyle mi?
Aslında,
ülkeyi ve yatırımcılarını, ilerleyen dönemde bataklığa çekmeye başlayacaklardır.
Faiz geliri
ile hayatını idame ettirmeye alışanlar, bir dönem sonra, aynı faiz gelirini
elde edemeyecekleri gibi, arz –talep dengesizliği sonucu oluşan fiyatlar nedeniyle,
istediği işletmeyi kuramayacak, dolayısıyla da istihdam oluşturamayacak, işçi
olarak çalışmak istese de iş bulamayacaktır.
Gayrimenkul
almayıp, parasını faize yatıran ve o faiz ile “KRALLAR” gibi yaşamaya alıştığı hayattan kademe kadem kopacak,
faize yatırdığı para eriyip tükenmese de, yatırdığı dönemdeki alım gücünün
yarsını karşılayamayacak hale gelecektir.
Faiz Sebep, Sonuç Hüsrân!
Yorumlar
Yorum Gönder